18-Nisan-2018
Krizler
Bu konu başlığı sizlerin de tahmin edeceği gibi, çok uzun süre tartışılabilir. Başlık olarak çok güzel, tam da bize göre bir başlık. Konu olarak, ülkemizde hemen hemen herkesin de uzman olduğu bir konu.
Bu konuyu derinlemesine incelemekten ziyade, krizlere karşı farklı bir kaç yaklaşımı sizlerle paylaşmak istiyorum :
Benim babaannem 1922 doğumlu. Eski toprak derler O ve O’nun gibilere. Tam 93 yaşında; dinç, aklı başında, kitap okur dantel örer ve haberleri takip eder. Bir gün evde yine ekonomi haberlerini izliyorum. Şöyle bir başlık geçti ekranda : “Tüm dünyayı küresel bir kriz bekliyor! Bu kriz gelişmekte olan ülkeleri çok olumsuz etkileyecek.” v.b. bir sürü tatsız haberler veriliyor. Döndüm ve sordum : Babaanne, ne düşünüyorsun bu kriz hakkında ? Cevap geldi : Kriz, özellikle Türkiye için Ata Sporu dedi. Benim gençliğimde de kriz vardı; şimdi de var. Krizler iyidir, uyanık tutar insanı dedi. Ve sonrasındaki sohbet daha da ilgimi çekti : Sana bir tavsiyem var : Sadece krize odaklanma, krizin avantajları da var deyince...
İş dünyasında patronlar ve yöneticilerle yaptığım çalışmalar aklıma geldi. Kriz ile ilgili ilk haber geldiğinde, özellikle iş dünyası hemen frene basıyor, yatırımları durduruyor, çalışanları ile yollarını ayırıyor. Hatta bazıları, daha farklı tutumlar sergileyerek, işlerini başka ülkelere taşıyorlar. Müşterilerimden bazıları 8 yıl önce başka ülkelerde iş yapmak üzere her şeyi, hedefledikleri ülkelere taşıdılar. İlk başlangıçta çok avantajlı görünen bütün yönetsel ve ekonomik tablolar, 5 yıl dolmak üzereyken, tam tersi oldu. Her şeyi orada bırakıp, geri gelmek durumunda kaldılar. Kazanç/kayıp analizi konusunda ise çok da ilk başlarda pek de şeffaf davranmadılar. Yani, bir noktada kriz var diye başka ülkeye gittiler. Orada da kriz var diye, geri geldiler. Tüm
yaşadıklarını ise, tecrübe hanesine eklediler. Kimileri öngörü yeteneklerini
geliştirdiler. Kimileri ise kaybettiler bu oyunu.
Sonuç olarak şu net : Kriz, söz konusu olduğunda ayrılmaz ikili var : Avantaj & Dezavantaj. Her durumda bu ikisi de var. Bir kriz varsa, ilk önce dezavantajları hemen gündeme geliyor. Eğer formülü tersten okursanız, o zaman da avantajları görebiliyorsunuz. Özellikle uzun yıllardır faaliyet gösteren şirketlerinizin mevcut durumundan belki sizler de memnun değilsiniz. İşte tam bu noktada şirketinizi, kendinizi, ekibinizi yenilemek için iyi bir fırsat yakalamış olabilirsiniz. Markanızı, şirketinizi hatta kendinizi yeniden konumlandırıp, yepyeni bir yüzle iş hayatınıza devam edebilirsiniz. Parasal boyut mu? Biraz kenara ayırdıklarınızdan bu fırsatı değerlendirmek için kullanın!
2012 yılında aramızdan ayrılan dünyaca çok ünlü, iş dünyasının tanıdığı isimlerden biri olan Stephan COVEY, Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabında, 7. Alışkanlık olarak “baltayı bilemek” den bahsediyor.
Her gün çalışmaktan, kendimizi ve işimizi yenilemeye fırsat bulamıyoruz. Farklı bir bakış açısı ile krizlere yaklaşmayı denersek, avantajları yakalar, yepyeni bir konumlandırma ile krizleri fırsata dönüştürebiliriz. Sevgi ve saygılarımla,