15-Nisan-2018

Tahmin ve Öngörü


Bu ayki yazımda sizlerle, yönetim araçlarından “Tahmin Edebilme & Öngörebilme” konusunu paylaşacağım.

Sizce, ben bu yazıyı yazarken ;

  • Nerede yazıyorum ?

  • Ne ile yazıyorum ?

  • Ve son olarak da bu yazıyı yazarken cüzdanımda kaç para var ?

Tahmin edebilir misiniz?


Zor değil mi ? İçinizden söylediklerinizi duyuyorum. Bunu, şunun için yaptım : Bilmediğiniz bir şeyi tahmin etmek çok zordur. Bunun tam tersi olduğunda yani, konuyla ilgili bilgi ve tecrübe sahibiyseniz, tahmin etmek biraz daha kolaylaşır. Ki bizim ülkemizde tahmin etmek bir çok kişiye büyük keyif verir. Hatta “ben demiştim, ben söylemiştim” demek, yaşanan tatsız olayların sonunda bize büyük keyif verir. Çünkü, “Ben, 40 yıldır bu işi yapıyorum ve biliyorum!” demek, bizi duygusal yönden de besler. İşte böyle yaparak, tahminlerde bulunup, o tahminlerin gerçekleşmesiyle birlikte , kısa bir dönem sonra özgüven, yerini şuursuz bir özgüvene bırakır ve kişi bazen farkında olmasına rağmen bu durumla baş edemez. Çünkü, artık durum kontrol altında değildir.


Bir de öngörüsüzlük var : Pazara zamanında çok güçlü bir şekilde girmiş, gelişen ve değişen müşteri taleplerini takip edememiş bir sürü markalar vardı; Kodak ve Nokia gibi. Şimdi neredeyse yoklar. Neden ? Pazarı öngöremedikleri için! Dijital fotoğraf makinelerinin çıkması ile beraber, gerekli değişiklikleri zamanında yapamayıp pazarı kaybettiler.


Çocuklarınızla hiç araba yarışı veya benzeri bir oyun oynadınız mı ? Oynayanlar bilirler. Özellikle ilk 3-5 seansta çocuklarınıza açık ara yenilmişlerdir. Araba kullanmayı bilmemelerine rağmen çocuklarınız sizi yendiler. Çünkü, onlar bu konuda sizden daha tecrübeliler. Siz, nerede manevra yapmanız gerektiğini kestirene kadar, onlar süratle tüm kavşakları geçtiler. Neyin, ne zaman olacağını sizden iyi biliyorlardı. Edindikleri tecrübeler sayesinde pro-aktif davranıp, sizi yendiler. Düşündüğümde şaşırmıştım. Bir de onlardaki özgüven patlamasını düşünün lütfen. Size ne demişlerdi acaba sizi yendikten sonra...


Aslında diyorum ki; 2016 ve 2017 yıllarının sıkıntılı olacağı aşikar. Politik, ekonomik, sosyolojik ve teknolojik çevreyi incelediğimizde tüm kaynaklar bunu doğruluyor. Bu nedenle yapacağınız işleri tahmin etmek için biraz vakit ayırıp analiz yapın. Sadece analiz yetmez. Tez-antitez-sentez de gerekli.


Şirketiniz ne durumda ? Büyüyorsa iyi ancak, çok hızlı büyüyorsa, yaşayacağınız problemleri öngörmeniz gerekir. Çok sık rastladığım bir örnekle konuyu toparlayayım :


Üretim yapan şirketler, üretim yapmayı çok severler ve iyisini, daha iyisini üretmek için çok daha şevkle çalışırlar. Üretim yapılır, stoklarda ürünler birikir. Peki pazarlama ve satış neresinde bu tablonun ? Satamazlar ve zarar hanesi kabarır. Veya ;


Pazarlama ve satış ekibi çok güçlüdür. Ne verirseniz satarlar ancak, üretim yetersiz kalır.


O zaman yine müşteri kaybı yaşanır. Yine şirket içinde bir kasırga kopar. Kısacası değerli okuyucular, eskilerin bir lafı var : Perşembe’nin geleceği Çarşamba’dan belli ! Şirket yönetimini bütün olarak görmek ve ona göre hareket etmekte fayda var. Şahsi kanaatim bu yılın biraz zor geçeceği yönünde. Tüm göstergeler bunu gösteriyor. Yaşayacağınız problemleri tahmin edin, öngörün. Buna göre önlem alın. A-B-C ve Kriz planlarınızı oluşturun veya yenileyin. Şahsi ve şirket için yapacağınız harcamaları ve yatırımları bir gözden geçirin. Karar almadan önce durun, ara verin. Sakin kafa ile tekrar düşünün. Sonra kararı uygulayın.


Hepinize sağlıklı ve enerji dolu günler dilerim.


Saygılarımla,


Fırat ÇAPKIN

firat@firatcapkin.com.tr

Benzer Makaleler